Beden olumlama yalan mıydı?

Beden algısının özgürleşmesine, kalıpların ve önyargıların kırılmasına yönelik bundan yıllar önce hayatımıza giren ve güçlü bir akım haline gelen beden olumlama, günümüzdeki çoğu şeyde olduğu gibi sadece bir pazarlama stratejisinden mi ibaret?

BEDENOLUMLAMA.png

TEXT Ece Balekoğlu

90’ların sonu, 2000’lerin başındaki reklam panolarını, dergileri, defileleri hatırladığımızda aklımızda kalan anoreksik modeller hepimizin hafızasında sorunlu bir yer edineli çeyrek asır oluyor. İskelet zayıflığı, çıkık kemikler, incecik bacaklar, soluk bir ten... Bu temsil, başta kadınlar olmak üzere toplumun tamamını o kadar altüst etmiş ki, çoğumuzun ideal beden algısı hala sağlıkla değil, zayıflıkla ilişkili. İçten içe bunun doğru olmadığını bilsek bile daima aynada gördüğümüzden daha zayıfını, daha incesini, daha küçüğünü istiyor ve ona ulaşmanın yollarını arıyoruz. Zira çoğumuzun “ideal kadın bedeni” ile ilk defa tanışması, tam olarak bu döneme tekabül ediyor.

Kadınların var olduğu günden beri, ideal kadın bedeni algısı da var. Moda ve güzellik sektörü yüzyıllar boyunca, hem bundan etkilendi hem de bunu etkiledi. Ancak işin asıl ilginç yanı, bu algının nasıl oluyorsa dönemden döneme tamamıyla zıt kutuplara evrilebilmesiydi. Antik Yunan ve Roma anlatı ve heykellerine baktığımızda, kadın bedeninin ekseriyetle dolgun ve güçlü hatlara sahip olduğunu, geniş kalça, karın ve göğüslerin ön plana çıkıp idealize edildiğini görebiliyoruz. Günümüzde düpedüz “şişman” olarak damgalanan bu görünüm, o dönemde doğurganlık ve kadınlıkla ilişkilendirildiği için fazlasıyla makbuldü. Viktoryen Dönem eserlerine baktığımızda ise bu görünümün yerini artık kum saati fiziğe, geniş kalça ve göğüslere eşlik eden incecik bir bele bıraktığını gözlemliyoruz. Bu dönemde kıyafetlere, ilk defa etekleri kabartan tarlatanlar ve beli incelten korseler dahil oluyor. 1920’li yıllara gelindiğinde, savaşın etkileriyle beraber ideal kadın bedeni erkek bedenine giderek yaklaşıyor ve androjenleşiyor. Küçük göğüsler, dar kalçalar, kısa saç kesimleri ve düz silüet makbul hale geliyor. İlerleyen yıllarda ise bu ideal algılar hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde sürekli değişmeye, yenilenmeye, unutulmaya ve yeniden hatırlanmaya başlıyor. Neden? Çünkü kapitalizm, serbest piyasa ekonomisinin ve çok uluslu şirketlerin etkisiyle tam da bu dönemde gerçek anlamda küreselleşiyor.

Giriş yapın

İçeriklerimizi okumak için giriş yapın

Hesabınız yok mu? Üye Ol